Yaradılış
Destanı
(Türk
Kozmogonisi)
Yer gök hiç bir şey yokken
dünya uçsuz bucaksız sulardan ibaretti. Tanrı Ülgen bu uçsuz bucaksız
dünyada durmadan uçuyordu.
Göklerden gelen bir ses Tanrı Ülgen’e
denizden çıkan taşı tutmasını söyledi. Göğün emri ile oturacak yer bulan
Tanrı Ülgen artık yaratma zamanı geldi diye düşünerek şöyle dedi.
Bir dünya istiyorum, bir soyla
yaratayım Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratayım Bunun çaresi nedir, ne
yolla yaratayım Su içinde yaşayan Ak Ana, su yüzünde göründü ve Tanrı
Ülgen’e
şöyle dedi :
Yaratmak istiyorsan Ülgen, Yaratıcı
olarak şu kutsal sözü öğren De ki hep,” yaptım oldu ” başka bir şey söyleme.
Hele yaratır iken,”yaptım olmadı” deme. Ak Ana bunları söyledi ve kayboldu.
Tanrı Ülgen’in kulağından bu buyruk hiç
gitmedi. İnsana da bu öğüdü iletmekten bıkmadı :
” Dinleyin ey insanlar, varı yok
demeyin. Varlığa yok deyip de, yok olup da gitmeyiniz.”
Tanrı Ülgen yere bakarak : ” Yaratılsın
yer!” Göğe bakarak “Yaratılsın Gök!” Bu buyruklar verilince yer ve gök
yaratılmış.
Tanrı Ülgen çok büyük üç balık yaratmış
ve dünya bu balıkların üzerine konmuş. Böylece dünya gezer olmamış bir yerde
sabit olmuş. Tanrı Ülgen balıkların kımıldadıklarında dünyaya su kaplamasın
diye Mandışire’ye balıkları denetleme görevi vermiş. Tanrı Ülgen, dünyayı
yarattıktan sonra tepesi aya güneşe değen etekleri dünyaya değmeyen büyük
Altın Dağın başına geçip oturmuş.
Dünya altı günde yaratılmıştı, yedinci
günde ise Tanrı Ülgen uyumuş kalmıştı. Uyandığında neler yarattım diye
baktı: Ayla güneşten başka fazladan dokuz dünya birer cehennem ile bir de
yer yaratmıştı.
Günlerden bir gün Tanrı Ülgen denizde
yüzen bir toprak parçacığı üzerinde bir parça kil gördü” insanoğlu bu olsun,
insana olsun baba.” dedi ve toprak üstündeki kil birden insan oldu. Tanrı
Ülgen bu ilk insana “Erlik” adını verdi ve onu kardeşi kabul etti. Ancak
Erlik’in yüreği kıskançlık ve hırsla doluydu. Tanrı Ülgen gibi güçlü ve
yaratıcı olmadığı için öfkelendi. Tanrı Ülgen, kemikleri kamıştan, etleri
topraktan yedi insan yarattı.
Erlik’in yarattığı dünyaya zarar
vereceğini düşünerek insanı korumak üzere Mandışire adlı bir kahraman
yarattıktan sonra yedi insanın kulaklarından üfleyerek can, burunlarından
üfleyerek başlarına akıl verdi. Tanrı Ülgen insanları idare etmek üzere
May-Tere’yi yarattı ve onu insanoğlunun başına han yaptı.
Yakut’lardan (Saka) derlenen yaradılış
efsaneleri de Altay yardılış destanının yakın varyantı niteliğindedir.
Not:
İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
|