…Dede Korkut Destanları…
(Kanglı Koca Oğlu Kan
Turalı Destanı)
(1. Bölüm)

Oğuz zamanında Kanglı
Koca derlerdi bir gürbüz er var idi. Yetişmiş bir yiğit oğlu var idi, adına
Kan Turalı derlerdi.
Kanglı Koca der:
Dostlar, babam öldü ben kaldım, yerim yurdunu tuttum, yarınki gün ben
Öleceğim oğlum kalacak, bundan daha iyisi yoktur ki gözüm görürken oğul gel
seni evlendireyim dedi. Oğlan der: Baba mademki beni evlendireyim diyorsun,
bana layık kız nasıl olur?
Kan Turalı der: Baba
ben yerimden kalkmadan o kalkmış olmalı, ben kara koç atıma binmeden o
binmiş olmalı, ben kanlı kafir eline varmadan o varmış bana baş getirmiş
olmalı dedi. Kanglı Koca der: Oğul sen kız istemezmişsin, bir yiğit bahadır
istermişsin, onun arkasında yiyesin içesin hoş geçesin.
Der: Evet canım baba
öyle isterim, ya varasın bir cici bici türkmen kızını alasın, birdenbire
kayayım üzerine düşeyim, karnı yırtılsın dedi. Kanglı Koca der: Oğul kız
görmek senden, mal rızk vermek benden dedi. Böyle diyince yiğitler ejderhası
Kan Turalı yerinden kalktı. Kırk yiğidini yanına aldı.
İç Oğuz’u gördü, kız
bulamadı. Çekildi geri döndü, evlerine geldi. Babası der: Oğul kız buldun
mu? Kan Turalı der: Yıkılsın Oğuz elleri, bana yarar kız bulamadım baba
dedi. Babası der: Hey oğul kız dileyip varan böyle varmaz. Kan Turalı der:
Ya nasıl varır baba dedi. Kanglı Koca der: Oğul sabah varıp öğlen gelmek
olmaz, öğlen varıp akşam gelmek olmaz, oğul sen mala dört elle sarıl, yığ,
ben sana kız aramağa gideyim dedi. Kanglı Koca sevine kıvana kalktı. Ak
sakallı çok yaşlı ihtiyarları yanına aldı.
Iç Oğuz’a girdi, kız
bulamadı. Dolandı Dış Oğuz’a girdi, bulamadı. Dolandı Tırabuzan’a geldi.
Meğer Tırabuzan tekürünün44 bir fevkalade güzel dilber kızı var idi. Sağına
soluna iki çift yay çekerdi. Attığı ok yere düşmezdi. O kızın üç canavar
kalınlığı kaftanlığı var idi. Kim o üç canavarı bastırsa yense öldürse
kızımı ona veririm diye vad eylemişti. Bastıramasa başını keserdi.
Böylelikle otuz iki kafir beyinin oğlunun başı burç bedeninde kesilip
asılmıştı. O üç canavarın biri kükremiş aslan idi, biri kara boğa idi, biri
de kara erkek deve idi. Bunların her birisi bir ejderha idi. Bu otuz iki baş
ki burçta asılmıştı, kükremiş aslan ile kara erkek devenin yüzünü
görmemişlerdi, ancak boğa boynuzunda helak olmuşlardı.
Kanglı Koca bu başları
ve bu canavarları gördü, başında olan bit ayağına toplandı46.Der. Varayım
oğluma doğru haber vereyim, hüneri var isa gelsin alsın, yoksa evdeki kıza
razı olsun dedi. At ayağı çabuk ozan dili çevik olur. Kanglı Koca giderek
geldi Oğuz’a çıktı. Kan Turalı’ya haber oldu, baban geldi dediler. Kırk
yiğit ile babasına karşı vardı. Elini öptü. der: Canım baba bana yarar kız
buldun mu? Der: Buldum oğul hünerin var ise dedi. Kan Turalı der: Altın akçe
mi ister, katır deve mi ister?
Bilgicik.Com,
Türkçe,
Edebiyat,
Dede Korkut Destanları,
Türkoloji,
Dilimiz,
Türk Destanları
Babası der: Oğul hüner
gerek hüner dedi. Kan Turalı der: Baba yelesi kara cins atıma eyer vurayım,
kanlı kafir eline akın edeyim, baş keseyim, kan dökeyim, kafire kan
kusturayım, kul hizmetçi getireyim, hüner göstereyim. Kanlı Koca der: Hay
canım oğul hüner dediğim o değil. O kız için üç canavar beslemişler. Kim ki
o üç canavarı bastırır, o kızı ona verirler. Bastırıp öldürmese onun başını
keserler burca asarlar. Kan Turalı der: Baba bu sözü sen bana dememeliydin,
mademki dedin, elbette varmalıyım, başıma kakınç, yüzüme dokunç olmasın,
kadın ana bey baba esen kalın dedi.
Kanglı Koca der: Gördün
mü ben bana nettim, oğlana korkunç haberler vereyim, belki gitmez döner
dedi. Kanglı Koca burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :
Der:
Oğul senin varacağın
yerin
Dolamaç dolamaç yolları olur
Atlı batıp çıkamaz onun balçığı olur
Alaca yılan sökemez onun ormanı olur
Gök ile boy ölçüşen onun kalesi olur
Göz Kakarak gönül alan onun güzeli olur
Hay demeden baş getiren celladı olur
Sırtında kalkan oynar yayası olur
Yaman yerlere yeltendin geri dön
Ak sakallı babanı ihtiyarcık olmuş ananı ağlatma
dedi. Kan Turalı kızdı,
der:
Ne söylüyorsun ne
diyorsun canım baba
Bu kadar işten korkan yiğit mi olur
Alp ere korku vermek ayıp olur
Dolamaç dolamaç yollarını
Kadir kor ise geceleyin at sürüp geçeyim
Atlı batıp çıkamaz onun balçığına kumlar döşeyeyim
Alaca yılan sökemez ormanını
Çakmak çakıp ateşe vereyim
Gök ile boy ölçüşen kalelerini
Kadir kor ise yapayım yıkayım
Göz kakarak gönül alan güzelinin boynunu öpeyim
Sırtında kalkan oynar yayasının
Kadir kor ise başını keseyim
Ya varayım ya varmayayım
Ya geleyim ya gelmeyeyim
Ya kara erkek devenin göğsü altında kalayım
Ya boğanın boynuzuna ilişeyim
Ya kükremiş aslanın pençesinde didileyim
Ya varayım ya varmayayım
Ya geleyim ya gelmeyeyim
Yine görünceye kadar bey baba hatun ona esen kalın
dedi. Gördüler ki namus
için durmuyor, dediler: Oğul uğurun açık olsun, sağ esen varıp gelesin
dediler. Babasının anasının ellerini öptü.
Kırk yiğidini yanına
aldı. Yedi gün yedi gece at koşturdular. Kafirin hudut boyuna eriştiler,
çadır diktiler. Koşucu atını koşturup Kan Turalı gürzünü göğe atıyor, inip
yere düşmeden kavrıyor, tutuyor,
Hey kırk eşim kırk
arkadaşım
Yüğrük olsa yarışsam
Hak Taala inayet eylese
Üç canavarı öldürsem
Güzeller sultanı sarı elbiseli Selcen Hatunu alsam
Babamın anamın evine dönsem
Hey kırk eşim kırk arkadaşım
Kırkınıza kurban olsun benim başım
diye
söylüyordu.
Bunlar bu sözde iken
meğer hanım teküre haber vardı. Oğuz’dan Kan Turalı derler bir yiğit var
imiş, kızını istemeğe geliyor dediler. Kafirler yedi ağaç yer karşı
geldiler, neye geldiniz yiğit beyler dediler. Karşılıklı vermeğe almağa
geldik dediler. İzzet hürmet eylediler. Ak çadır diktiler, alaca halı
düşediler, ak koyun kestiler, yedi yıllık al şarap içirdiler. Alıp bunları
teküre getirdiler.
Tekür taht üzerinde
oturmuştu. Yüz kafir gizlice giyimini giyinmişti. Yedi kat meydanı dolandı
geldi. Meğer kız meydanda bir köşk yaptırmıştı. Bütün yanında olan kızlar al
giymişlerde kendisi sarı giymişti, yukarıdan temaşa ediyordu. Kan Turalı
geldi, kara şaykalı teküre selam verdi. Tekür selam aldı. Alaca halı
döşediler. oturdu. Tekür der: Yiğit nereden geliyorsun? Kan Turalı yerinden
kalkı verdi, sallana sallana yürüdü, ak alnını açtı, ak bileklerini sıvadı,
dedi ki:
Karşı yatan kara dağını
aşmağa gelmişim
Akıntılı suyunu geçmeğe gelmişim
Dar eteğine geniş koltuğuna sığınmağa gelmişim
Tanrı buyruğu ile Peygamber kavli ile
Kızını almağa gelmişim
dedi. Tekür der: Bu
yiğidin sözü hızlı, eğer elinde hüneri var ise.
Tekür der: Bu yiğidi anadan doğma
soyundurun.
Soyundurdular.
Kan Turalı altınlı ince keten bezini beline
sardı. Kan Turalı’yı alıp meydana getirdiler. Kan Turalı cemal ve kemal
sahibi idi. Oğuzda dört yiğit yüz örtüsü ile gezerdi. Biri Kan Turalı, biri
Kara Çöğür ve oğlu Kırk Kınak ve boz aygırlı Beyrek. Kan Turalı yüz örtüsünü
sıyırdı açtı. Kız köşkten bakıyordu, eli ayağı gevşedi, kedisi miyavladı,
avsıl53 olmuş dana gibi ağzının suyu aktı. Yanındaki kızlara der: Hak Taala
babamın gönlüne merhamet lütfetse de başlık kesip beni o yiğide verse, bunun
gibi yiğit yazık olur ki canavarlar elinde helak olsun dedi.
Bu sırada demir
zincirle boğayı getirdiler. Boğa dizini çöktü, boynuzu ile mermer taşı
yuğurdu peynir gibi ditti. Kafirler der: Şimdi yiğidi atar, yıkar, yere
serer, delik deşik eder. yıkılsın Oğuz etleri, kırk yiğit bir bey oğlu ile
bir kızdan Ötürü ölmek ne oluyor dediler. Bunu işitince kırk yiğit
ağlaştılar. Kan Turalı sağına baktı kırk yiğidini ağlar gördü, soluna baktı
öyle gördü/Der: Hey kırk eşim kırk arkadaşım, niye ağlıyorsunuz, kolca
kopuzumu getirin övün beni dedi. Burada kırk yiğit Kan Turalı’yı övmüşler,
görelim hanımnasıl övmüşler:
Der:
Sultanım Kan Turalı
Kalkarak yerinden doğrulmadın mi
Yelesi kara cins atına binmedin mi
Arku Beli Ala Dağı
Anlayarak kuşlayarak aşmadın mı
Babanın ak otağının eşiğinde
Hizmetçiler inek sağar görmedin mi
Boğa boğa dedikleri
Kara inek buzağısı değil midir
Alp yiğitler hasmından kaygılanır mı olur
San elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar
Kime baksa aşk ile ateşe yakar
Kan Turalı sarı elbiseli kız aşkına bir hu1
dedi.
Bre boğanızı koyu verin
gelsin dedi. Boğanın zincirini aldılar, salı verdiler. Boynuzu elmas mızrak
gibi. Kan Turalı’nın üzerine hücum etti. Kan Turalı adı güzel Muhammed’e
salavat getirdi, boğanın olnına öyle bir yumruk vurdu ki boğayı kıçı üzerine
çökertti. Alnına yumruğunu dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı. Çok
uğraştılar. Ne boğa yener, ne Kan Turzalı yener. Küt küt boğa solumağa
başladı. Ağzı köpüklendi. Kan Turalı der: Bu dünyayı erenler akıl ile
bulmuşlardır, bunun önünden sıçrayayım, ne hünerim var ise ardından
göstereyim dedi. Adı güzel Muhammed’e salavat getirdi, boğanın önünden
savuldu. Boğa boynuzu üzerine dikildi. Kuyruğundan üç kere kaJdırıp yere
attı. Kemikleri hurdahaş oldu. Bastı boğazladı. Bıçak çıkatıp derişini’
yüzdü. Etini meydanda bırakarak derisini Tekür’ün önüne getirip der: Yarın
sabah kızını bana veresin dedi. Tekür der: Bre kızı verin. şehirden sürün,
çıksın gitsin dedi. Tekür’ün kardeşi oğlu var idi, der: Canavarların sultanı
aslandır, onunla da oyun göstersin, kızı ondan sonra verelim dedi.Bilgicik.Com,
Türkçe,
Edebiyat,
Dede Korkut Destanları,
Türkoloji,
Dilimiz,
Türk Destanları
Vardılar aslanı
çıkardılar, meydana getirdiler. Aslan haykırdı, meydanda ne kadar at var ise
kan kaşandı. Yiğitleri der: Boğadan kurtuldu, aslandan nasıl kurtulsun
dediler, ağlaştılar. Kan Turalı yiğitlerini ağlar gördü, der: Bre alca
kopuzumu ele alın beni övün, sarı elbiseli kız aşkına bir aslandan döneyim
mi dedi. Arkadaşları burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Sultanım Kan Turalı
Akça sazlar içinde san deriler görüp taylar basan
Avın damarını delerek kanım emen
Kara çelik öz kılıçtan dönmeyen
Ak kirişli katı yaydan korkmayan
Ak tüylü delici oktan çekinmeyen
Canavarlar sultanı kükremiş aslan kıran54
Alaca köpek yavrusuna kendisini dalatır mı
Alp yiğitler savaş günü hasmından kaygılanır mı
dediler.
San elbiseli Selcen
Hatun köşkten bakar
Kime baksa aşk ile ateşe yakar
San elbiseli kız aşkınaa bir hu
dedi.
Kan Turolı, bre katır
aslanını koyu ver gelsin dedi. Kara çelik öz kılıcım yok ki kapıştığı zaman
iki biçeydim, sana sığındım cömertler cömerdi gani Tanrı, medet dedi. Aslanı
koyu verdiler, sürdü geldi. Kan Turalı bir çoban keçesini eline doladı,
aslanın pençesine sunu verdi. Adı güzel Muhammed’e salavat getirdi, aslanın
alnını gözetip öyle bir yumruk vurdu ki, yumruk çenesine dokundu ufattı.
Ensesinden tuttu belini yüzdü, sonra kaldırıp yere vurdu, hurdahaş oldu.
Tekür’ün önüne geldi, dedi: Dost, kızını bana ver dedi. Tekür der: Kızı
getirin verin, bu yiğidi gözüm gördü gönlüm sevdi, ister dursun ister gitsin
dedi. Yine kardeşi oğlu der: Canavarların başı devedir, onunla da oyununu
oynasın dedi, ondan sonra kızı verelim dedi.
Tanrıdan inayet olunca
beyin paşanın himmeti Kan Turalı’nın oldu. Tekür devenin ağzını yedi yerden
bağlayın dedi. Hasut kafirler bağladılar, yularını sıyırıp salı verdiler.
Kan Turalı fırlar devenin koltuğundan girer, fırlar çıkar. Sarhoş yiğit hem
iki canavarla savaşmıştı, kaydı düştü. Altı cellat ensesine geldiler, yalın
kılıç tuttular. Burada arkadaşlar söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :
Kalkarak Kan Turalı
yerinden doğruluverdin
Yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin
Ela gözlü yiğitlerini yanına aldın
Arku Beli Ala Dağı geceleyin aştın
Akıntılı güzel suyunu geceleyin geçtin
Kanlı kafir eline geceleyin girdin
Kara- boğa geldiğinde hurdahaş eyledin
Kükremiş aslan geldiğinde belini büktün
Kara erkek deve geldiğinde niye geçtin^
Kara kara dağlardan haber aşar
Kanlı kanlı sulardan haber geçer
Kudretli Oğuz eline haber varır
Kanglı Koca oğlu .Kan Turalı netmiş derler
Kara boğa geldiğinde kıpırdatmamış
Kükremiş aslan geldiğinde belini bükmüş
Kara erkek deve geldiğinde niye geçmiş derler
Büyük küçük kalmaz söz eder
Yaşlı kadın erkek dedikodu eder
Ak sakallı baban dertli olur
îhtiyarcık olmuş anan kan yaş döker
Hanım kalkarak yerinden doğrulmazsan
Altı cellat ensende yalın kılıç tutar
Birdenbire güzel basını keser
Aşağıdan yukarı bakmaz mısın
Karşına alaca kaz geldi şahinini atmaz mısın
Sarı elbiseli Selcen Hatun işaret eder görmez misin
Seni deve burnundan perişan olur dediler bilmez misin
Son elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar
Kime baksa aşk ile ateşe yakar
Sarı elbiseli kız aşkına bir hu
dedi. Kan Turalı ayağa
kalktı. Der: Bre ben bu devenin burnuna yapışınca o kız sözü île yapıştı
derler, yarın Oğuz eline haber varır, deve elinde kalmıştı kız kurtardı
derler, bre kolca kopuzumu çalın övün beni, yaradan kadir Tanrı’ya sığındım,
bir erkek deveden döneyim mi, inşallah bunun da başını keseyim, dedi.
Not:
İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
|